GENOCIDE-1915-ERMENİ SOYKIRIMI

 

Don't Forget!  Unutma, Unutursan Tekrarlarsın!

 

                                    

       

Anasayfa

   

 

 

 

 

                      

Ermeni Soykırımın Perde Arkası Baş Mimarları;  Bir Sosyolog-İdeolog, İki Doktor

 

ZİYA  GÖKALP ( 1876-1924)

1876 yılında Diyarbakırda doğdu. Gençken, başarısız bir intihar teşebbusü oldu. Paris'te sosyoloji eğitimi aldı. Döndükten sonra türkçülük idelojisinin temel taşlarını inşa etmeye başladı.  İttihat Terakki Fırkası'nın ideolojik önderi olarak tanındı. Anadolu'yu türkleştirme politikasının uygulayıcıları için ilham kaynağı oldu. Ermeni soykrımının fikir babası olarak biliniyor.

 


 

BAHAEDDİN ŞAKİR

1877-1922

İttihatı Terakki Fırkasının beyin takımından ve örgütün birinci dereceden yönlendiricisi ve aynı zamanda merkezi Erzurumda olan  Teşkilatı  Mahsusa'nın lideri olarak  biliniyor. Kamuoyunda  Enver -Talat-Cemal üçlüsüne oranla daha az tanınmış olması  hep perde arkdasında kalmış olmayı tercih etmiş olmasındandır. Yahya Kemal, Dr. Bahaeddin Şakir'le Paris'te tanıştığını söyler ve ondan şöyle söz eder: 'Son derece basit kafalıydı, iyi okumuş değildi ve okumağa da istidadı yoktu. Saplandığı fikirleri hiddet ve şiddetle müdafaa ederek konuşurdu.' Yahya Kemal'e göre, Bahaeddin Şakir bir 'komitacı'ydı ve komitacılığı Dr. Nazım'dan öğrenmişti. Prof. Mardin de, 'Cemiyet'in izlediği sert ve 'komiteci' taktikler'den söz ederken, bu 'taktikler'i, doğrudan, Dr. Bahaeddin Şakir'e atfeder.

Bahaeddin Şakir, aynı zamanda Ermeni soykrımın da perdesi arkasındaki en önemli aktörüdür. Gerekli zeminin hazırlanmasında ve soykırımın uygulanmasında birinci dereceden çaba sarfetti. İttihat Terakki Fırkası'nın öncü kadrolarından, Hüseyin Cahit Yalçın yıllar sonra kaleme aldığı anılarında kendisinin Ermeni tehciri kararından habersiz olduğunu belirtip vicdanını temizlemeye çalıştıktan sonra şöyle devam eder:   'Tehcir işinde Bahaeddin Şakir'in rolü nedir? En hususi toplantılarımızda bile bu mesele teşrih edilmemiştir, aydınlanmamıştır. Açık, kat'i bir kanaatim yok, fakat başka meseleler konuşulurken ağızdan çıkmış bir kelimeden, sızmış bir fikirden, zapt edilememiş jestlerden, hasılı gözle görülmeyen, fakat insanda şüphe uyandıran ince ve hafif delillerden bende kuvvetle peyda olan zanna göre, en büyük amili ve halikı odur: Yalnız başına şark vilayetlerini dolaşarak [tehcire] zemin hazırladığını, esası kararlaştırdığını ve şahsi kanaatlerini tatbike çalışırken, haiz olduğu mevki dolayısıyla, emirlerinin merkez-i umumi ve hükümet emirleri diye telakki olunduğunu ve hükümetteki bazı nafiz arkadaşlarını da sürüklediğini kuvvetle zannediyorum.'

Bahaeddin Şakir, yenilgiden sonra Almanya'ya kaçtı.  Berlin'de Archavir Chiraguian ve Aram Yerkanianian tarafından yine kendisi gibi yenilgiden sonra kaçmış olan Trabzon valisiyle birlikte öldürüldü (17 Nisan 1922).

Bahaeddin Şakir ve Cemal Azmi


 

Dr. Nazım (1872-1926)

İttihat Terakki Fırkasının Selanik grubundan olup örgütleyici, komplocu ve suikastçı özelliklere sahip birisi olarak biliniyor. Aynı zamanda soykırım fikrinin perde arkasındaki birinci dereceden  mimarları arasında yeraldı. Cumhuriyet kurulduktan sonra, Mustafa Kemal, eski önderlerinden komitacı Nazım'ın varlığını kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak gördüğünden bir komployla 26 Ağustos 1926'da idam etti.